12 Temmuz 2010 Pazartesi

Üsküdar: Mihrimah Sultan'ı Ziyaret 1

Sonraki >>

Pazar günü dört ayrı şehirden, dört kişi Üsküdar İskelesi’nde buluştuk (Üsküdar semtindeki iskeleden bahsediyorum, Beşiktaş’taki Üsküdar vapurlarının kalktığı iskele değil).

İlk işimiz, iskelenin tam karşısındaki Mihrimah Sultan Camisi’ni ziyaret etmek oldu. Önce bu zarif yapıyı yaptıran Osmanlı prensesinden bahsedelim. Ne çok hikâye var onunla ilgili.

Mihrimah Sultan, Kanuni ile Hürrem’in tek kızı (Kanuni-Hürrem çifi, yandaki resimde). Derler ki babası bir yanağını güneşe, bir yanağını aya benzetti, bu yüzden ona “Mihrimah” dedi (Farsça mihr güneş; mâh, ay demek). Bir dediği iki edilmeden büyüyen hanım sultan, 1539’da 17 yaşında iken kendinden 22 yaş büyük Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa ile evlendirildi. O kadar kolay olmamıştı evlilikleri. Rüstem Paşa’nın düşmanları bu evliliğe engel olmak için paşanın cüzzamlı olduğunu bile iddia etmişler! Ama Kanuni öyle her söylentiye inanacak olsa Kanuni olmaz; adamlarını göndermiş Diyarbakır’a, padişah-kızına talip olan valiyi tepeden tırnağa inceletmiş. Damat adayını görmeye Diyarbakır’a giden padişahın adamları, Rüstem Paşa’nın üstünde bit bulmasınlar mı? Bulsunlar! Çünkü, cüzamlıda bit yaşamazmış (bilmiyorum bugünkü tıp da bunu doğruluyor mu ama o zamanın hekimbaşısı böyle buyurmuş). Paşa’nın üstünde bulunan bit, cüzzamlı olmadığının kanıtı olmuş; Bitli Vali Rüstem Paşa böylece saraya damat olabilmiş. Kanuni, şehzadeleri Cihangir ve Beyazid’in sünnet düğünleri ile birlikte At Meydanı’nda yapmış ablaları Mihrimah’ın düğününü.

Mihrimah Sultan, Rüstem Paşa ile evlenmiş evlenmesine ama Diyarbakır’a kocasının yanına gitmemiş. Artık kendi mi gitmek istememiş, yoksa babası mı biricik kızından ayrılmak istememiş bilmiyoruz. Halbuki âdet, padişah kızlarının evlendiklerinde saraydan ayrılıp eşlerinin görev yeri neresiyse oraya gitmeleri imiş. Eskiden şehzade anaları da oğulları büyüyünce sarayda durmaz; şehzadenin valilik yapmak için görevlendirildiği sancağa onunla birlikte giderlermiş ama Kanuni’yi ne eşi Hürrem yalnız bırakmış, ne kızı Mihrimah; her ikisi de İstanbul’dan ayrılmamışlar.

Bir söylentiye göre Mimar Sinan kendinden 33 yaş küçük bu genç prensese derin bir aşkla bağlanmış. O zamanlar Sinan, sarayın başmimarlığına henüz yeni getirilmiş evli barklı bir adamdır ama ne yaş farkı, ne evliliği aşkına engel değildir. Ne yazık ki Koca Sinan’ın şansına sevdiği prenses ile evlenmek değil, onun için zarif binalar yaratmak düşmüştür.

Mihrimah Sultan, devrinin en zengin kadınıdır; zenginliğinin hakkını vermiş, İstanbul’a iki külliye birden armağan etmiş! Her ikisini de Koca Sinan’a yaptırmış. Külliyelerden ilkini, evlendiğinin hemen ertesi sene sipariş etmiş Mimar Sinan’a. İşte, Üsküdar gezimize bu külliyeden başladık.
Sonraki >>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder