20 Temmuz 2010 Salı

Üsküdar: Paşalimanı Caddesi'nde

<< Önceki


İki camiden sonra istikamet, Fethi Paşa Korusu. İskeleden koruya doğru Paşalimanı Caddesi boyunca yürüye yürüye ilerliyoruz. Yol üstünde, devlet tiyatrolarının - varlığından haberim bile olmayan- bir sahnesi çıkıyor karşımıza. Üsküdar Tekel Sahnesi. 2009’da açılmış. Harabe halindeki eski Tekel deposu, çok şık bir tiyatro sahnesi haline gelmiş. Girişe binanın eski işlevinden hatıra objeler yerleştirilmiş; sahnenin gişesini ,fuayesini görüp beğendim; bir oyun izlemeye gelmek de kısmet olur diye umuyorum. Yalnız, bu güzel binanın büyük bir otopark sorunu var, o nasıl halledilir bilemiyorum(fotoğraf, tekel bınasının restore edilmeden kalmış bölümü)


Tiyatronun hemen yanıbaşındaki ahşap camiinin adı “Silahtar Abdurrahman Ağa Camii”. Abdurrahman Ağa, III. Mustafa’nın silahtarı imiş. Son derece sevimli bir yapı ama kapısı kapalıydı içeri giremedik.


Az ilerde, Hüseyin Avni Paşa Çeşmesi bizi bekliyor. Çeşmeyi yaptıran paşanın bu yakınlarda bir yalısı varmış ama günümüze kadar gelememiş. Kendisi, Tanzimat Dönemi’nin ünlü bir devlet adamı. Ben onu ilk, Sultan Abdülaziz’e duyduğu büyük kinle hatırlıyorum. Günahı boynuna, kimine göre bir rüşvet iddiasından ötürü, kimine göre bir kadınefendiye sarkıntılık ettiği için ordu kumandanı iken görevden alınmış, rütbeleri sökülüp, hatta yalısı elinden alınıp memleketi Isparta’ya gönderilmiş kendisi. Bu olaydan sonra “kinim, dinimdir” diyecek kadar kin duymuş padişaha. Padişah ise, ona tekrar görev vermek, hatta sadrazamlığa kadar getirmek zorunda kalmış ama bu kin dinmemiş; 1876’da Abdülaziz’i tahttan indiren hükümet darbesinin liderleri arasında Hüseyin Avni Paşa yer almış. Malum, darbeden birkaç gün sonra Abdülaziz şüpheli bir şekilde ölür; çok geçmez eşi Neşerek Kadınefendi de hayatını kaybeder.

Hüseyin Avni Paşa’nın sonu ise Neşerek Kadın Efendi'nin erkek kardeşi Çerkez Hasan’ın elinden olur. Kardeşinin ve eniştesinin intikamını almak üzere baştan aşağı silahlı bir şekilde hükümet toplantısının yapıldığı Mithat Paşa Konağı’nı basan Çerkes Hasan’ın yağdırdığı kurşunlar ile can veren Hüseyin Avni Paşa, Süleymaniye Camii bahçesine defnedilir (yandaki, doğumyeri Isparta'daki bir büstü) .


Çeşme vesilesi ile Hüseyin Avni Paşa’yı andık, Ahmet Fethi Paşa Korusu’na az bir yol kaldı. Bir dahaki yazı da Ahmet Fethi Paşa hakkında olsun. Sahi, Paşalimanı adını hangi paşadan alıyor acaba: Hüseyin Avni Paşa mı, Ahmet Fethi Paşa mı yoksa bir başka paşa mı?!

Sonraki >>

2 yorum:

  1. İyi ki üsküdarı, camiileri ziyaret etmişsiniz demek geldi içimden.:) Çok hoş ve akıcı üslubunuzla tarihten de kısa kısa notlarla anlatımınızı hem çok beğendim, hem de bilğilendim. Okumak bir hayli zevk verdi. Bir gün de ziyaret nasip olur inşaallah...

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler Râna! Hoşgeldiniz. Gezdiğim yerlerde kimler yaşamış, neler olmuş'u merak ediyorum. Rehber kitaplarda yapıların kolonu-kirişi, kapısı-penceresi hakkında bilgi oluyor da benim merak ettiğim şeyler olmuyor; o yüzden yazmak istedim... öyle olunca günübirlik geziyi bir türlü bitiremedim...

    YanıtlaSil