27 Temmuz 2010 Salı

Üsküdar: Beylerbeyi Sarayı

<< Önceki

Bir sonraki ziyaret noktası, Beylerbeyi Sarayı. Sultan Abdülaziz'in yaptırdığı bir saray Beylerbeyi. Sultan Abdülmecit, Ihlamur Köşkü’nde tüberkülozdan hayatını kaybedince tahta çıkmıştır kardeşi Abdülaziz. Yeni padişah, ağabeyinin yaptırdığı -fakat içinde yalnız 6 ay oturabildiği- Dolmabahçe Sarayı’nda yaşar. Borçlar gırtlağa dayanmıştır ama olsun, ağabeyinin yapımına başladığı bir diğer saray olan Çırağan Sarayı'nı tamamlattığı gibi karşı kıyıda Beylerbeyi Sarayı'nı da yazlık olarak yaptırır Abdülaziz.

Nerdeyse tüm odaları deniz manzaralı bir saraydır Beylerbeyi. Abdülaziz gibi deniz sevdalısı bir sultana yakışır bir yer. Zamanında saraylar için olduğu gibi donanma için de masraftan borçtan kaçınmayan Abdülaziz, ısmarlayacağı gemilerin planlarını bile kendisi çizmiş, Osmanlı donanmasını İngiliz ve Fransız donanmalarından sonra devrin en büyük üçüncü donanması haline getirmişti. Padişahın deniz ve gemi tutkusu, selamlık bölümde tavanlara işlenen deniz ve gemi tabloları ile kendisini gösterir. Harem kısmında tavanlarda gemilerin, dalgaların yerine çiçekler alır.

Yazlık saray olduğu için sarayda kalorifer teşkilatı yok ama serinlik vermesi için ortada kocaman havuzu olan bir salonu var. Havuzun başında, Abdülaziz'in at üstünde bir bronz heykeli duruyor; işte bu heykel; Osmanlı döneminde yapılmış ilk padişah heykeli. Padişahın kendi heykelini yaptırmak gibi yeniliklere girişmesinde ve yeniliklere açık olmasında yaptığı seyahatlerin etkisi olmalı. Paris-Londra-Viyana'yı içeren bir Avrupa seyahatine çıkmış Sultan Abdülaziz 1867'de. Bu seyahat de bir ilk. Osmanlı tarihinde atına atlayıp ordusuyla sefere çıkan, çok uzaklara giden padişahlar olmuş ama trene-vapura binip resmi ziyaretler için seyahat eden ilk padişah, Abdülaziz olmuş. Özellikle gördüğü teknolojik yeniliklerden etkilenip döndüğünde modernleşme için önemli girişimlerde bulunmuş.

Abdülaziz'in Aşkı

Abdülaziz'in ünlü Avrupa gezisi sırasında Fransa Kralı III. Napolyon'un eşi Öjeni (Eugenie)'ye gönlünü kaptırdığı söylenir. Paris'teyken onu İstanbul'a davet etmiş ve iki yıl sonra İstanbul'da, Beylerbeyi Sarayı'nda buluşabilmişler! Öjeni, Süveyş Kanalı'nın açılış törenine gitmektedir (evet, Kızıldeniz ile Akdeniz'in birleşmesi de denizsever padişah Abdülaziz devrinde gerçekleşti); İstanbul'a uğrar. Teknesinin Boğaz'a girişi Selimiye Kışlasından atılan toplarla duyurulur tüm İstanbul'a. Abdülaziz, saltanat kayığına atlar karşılamak için. Ahırkapı yakınlarında gemiye ulaşıp imparatoriçeyi elinden tutarak saltanat kayığına bindirdiği ve Beylerbeyi Sarayı'na gelinceye dek elini bırakmadığı anlatılır. Onu Beylerbeyi Sarayı'na bırakıp, Dolmabahçe'ye döner Abdülaziz. Asıl saray dedikosu şimdi geliyor: Bir hafta süren ziyaret sırasında bir gece Abdülaziz'in kimseye haber vermeden saltanat kayığına bindiği, Dolmabahçe'den Beylerbeyi'ne geçtiği söyleniyor. Sabaha karşı dönmüş Dolmabahçe'ye ve ertesi gün Cuma selamlığına kadar uyandırılmamasını söylemiş. Beylerbeyi'nde yaşanan bu ilişki, o günlerde pek çok dedikoduya, sonradan romanlara konu olmuş... Ne var ki Öjeni'nin ziyareti kısa sürmüştür; Pertevniyal Sultan'ın (Abdülaziz'in annesi) "Senin kocan yok mu be kadın" diye çıkışması üzerine imparatoriçe toparlanıp gider. İstanbul'a tekrar geldiğinde 90 yaşını aşmış, Fransa'dan sürülmüş bir kadındır; Abdülaziz çoktan tahttan indirilmiş ve hayatını kaybetmiştir; Abdülaziz ile tekrar hiç biraraya gelemezler.

Abdülhamit'in Ölümü

Abdülaziz Öjeni aşkının yaşandığı yer olan Beylerbeyi Sarayı, yeğeni II. Abdülhamit'in ise hapishanesi olmuştur. Sultan, 31 Mart Olayı'nın ardından 1909'da tahttan devrilip ailesiyle Selanik'e gönderilmişti ama 3 yıl sonra Balkan Savaşı'nda Selanik'in elden çıkmasından az önce Yunanlılar'a esir düşmemesi için apar topar İstanbul'a getirtilir. İstanbul'a getirildiğinde nerede kalacağı sorun olmuştur. İstemese de yazlık bir mekan olan Beylerbeyi Sarayı'nda yaşamaya mahkum olur. Kendisi 10 yaşındayken veremden ölen annesi Tirimüjgan Sultan'ın hayatını kaybettiği yerdir Beylerbeyi Sarayı. Abdülhamit, annesinin öldüğü odaya yerleşir. Yapayalnız yaşar. Ailesiyle yalnızca bayramları görüşmesine izin verilmektedir. Ömrünün son 5,5 yılını sarayda geçirir annesinin öldüğü odada 77 yaşında hayata veda eder.

Sonraki >>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder