4 Haziran 2010 Cuma

Bir garip yolculuk...

Yıl 1491, Kraliçe İsabel daha Kolombus'u Amerika kıtasına götürecek seferine uğurlamamış; Yahudiler'i de ülkesinden kovmamıştı. O yıl, Koza Han'ın inşası tamamlandı; kocaman taç kapısı açıldı.


Yıl 2010, öğle arasında Koza Han'ın avlusunda bir çay içmek üzere girdim o kapıdan. Amerika çoktan keşfedilmiş, İsabel'in kovduğu Seferad yahudileri İzmir'e yerleşmiş; pişirdikleri çörek artık "İzmir'in boyozu" olmuştu. Baktım, sıcak sıcak boyozlar Kozahan'ın avlusunda, minik mescidin altındaki şadırvanın yanıbaşında duran simitçinin tezgahına kadar gelmiş! Şaşırdım kaldım bu yolculuğa....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder