
Çok eğlenceli bir gündü. Senelerdir bir foto-ralliye katılmak isterim. Bursa'da her sene bir kaç kurum tarafından böyle bir eğlence organize ediliyor. Kısmet bu sene Nilüfer Rotary'nin Foto Rallisi'ne katılmakmış. Organizasyon şu şekilde idi: Orhaneli yolundaki karting pistinde buluşma. Kahvaltının ardından grupları oluşturma (bir araba, sürücüyle beraber dört kişi bir ekip ediyor); ardından yollara düşüş. Elimize tutuşturulan, şu yandaki kağıttır. Hedef, kağıtta fotoğrafı görülen mekanları bulmak, mekanı bulduğumuzu kanıtlayan ka

rtları teslim almak (civardaki büfeye, çiçekçiye, otopark bekçisine vs. teslim edilmiş söz konusu kartlar), ekstra puan için dut getirmek (en uzun dutu getiren puanı alır) ve trafik kurallarını çiğnemeden 2 saatten önce başlangıç noktasına dönmek (en erken dönen ekstra puan alır).
Aşağıdaki gibi muhabbetler eşliğinde

deli gibi Bursa sokaklarında dolanma başladı:
(Bir çınar ağacının üst dallarını gösteren fotoğrafa bakarak)
-Acaba dağ yolundaki tarihi çınar mı bu?-Hayır, onun gövdesi daha kalın.-Setbaşı Meydanı'ndaki çınar olmasın?
-Orada çınar mı var?!-Arkadaşlar, iki yana doğru uzanan geniş dalları var bu fotoğrafakinin; Kültürpark'ın içindeki büyük çınar olmalı bu!
Sokaklarda diğer ekiplere rastlama, "
bize 3 numaralı yerin neresi
olduğunu söylerseniz size 5 numarayı söyleriz" pazarlıkları... "
Şu medresenin avlusunda çeşme var mıydı, bu caminin kapısında yazı var mıydı?" derken bir sürü şey öğrendim bugün:
- Maksem'de XV. yy.'dan kalma şimdiye kadar hiç duymadığım Başçı İbrahim Camisi'nin varlığını,
- Gümüştepe Köyü'nun şehre sandığımdan da yakın olduğunu,

- Bakıp da gördüğümü sandığım pek çok şeyi görmediğimi, yer-yön duygumun sandığımdan zayıf olduğunu,
- Taksicilerin, polislerin, müze görevlililerin tarihi bir yapının fotoğrafına bakıp oranın neresi olduğuna dair doğru fikir yürütmenin yakınından bile geçemediklerini...