27 Mart 2015 Cuma

2015 Dünya Tiyatro Günü

2015 Dünya Tiyatro Günü Mesajı Polonyalı  yönetmen Warlikowski'den. Tiyatroye neden ihtiyaç duyduğumuzu çok güzel anlatmamış mı?

".....Her gün yeni yeni yerlerde suçlar ve çatışmalar patlak vermekte. Bu öyle hızlı oluyor ki her yerde hazır ve nazır günümüz medyası bile haberlerine yetişemiyor. Yangınlar çok geçmeden ilginç olmaktan çıkıp basın bültenlerinden siliniyor, bir daha da göze görünmüyor. Biz aciz kalıyor, dehşete kapılıyor, kendimizi köşelere sıkışmış hissediyoruz. Artık kuleler dikmek gelmiyor elimizden. Duvar yapımını inatla sürdürüyoruz ama çektiğimiz duvarlar bizi hiçbir şeyden korumuyor artık. Tersine, bakım ve savunma gerektirdikleri için biz onları korumak zorunda kalıyoruz; yaşam enerjimizin büyük bir bölümü öylece heder oluyor. Kapının ötesinde, duvarın gerisinde ne bulunduğunu görmeye çalışacak gücümüz de kalmadı. Tiyatronun varlığını gerektiren ise tam bu işte. O kendi gücünü tam burada aramalı. Bakmanın yasak olduğu yerlerin iç taraflarını gözetlemeli...."   (Tam Metin )

Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi ise,  Haldun Taner'in 100. doğum yılı olması nedeniyle Haldun Taner'in   Demet Taner'den. O da diyor ki:  "Bütün yurdumuzu tiyatro sahneleriyle donatalım. Tiyatroları çoğaltalım. Tıpkı dağları aydınlatan çoban ateşleri gibi, yurdumuzu sahnelerin ışığıyla aydınlatalım." ve Haldun Taner'in sözleriyle devam ediyor: 

Çünkü: “Türkiye anlamına gelen biz’den, insanlık boyutundaki BİZ’e uzanmak istiyoruz." (Tam metin )

3 Mart 2015 Salı

Edepsizlik

CNBC-e kanalında yayımlanan altyazılı filmler ve dizilerde şu dikkatimi çekiyor:  Altyazılarda “seks” kelimesi veya seks anlamındaki her türlü tabirin yerine “muhabbet”  yazıyor. Bir keresinde Hot In Cleaveland  adlı komediyi izlerken  “orgazm” kelimesinin altyazıda “mutluluk”  olarak yer aldığını gördüm. Diyaloğun ardından gülme efektleri. Tabi ki altyazıyı okuyanın neden bahsedildiğini, neye gülündüğünü anlaması kolay değil.  

Çeviri hatası olduğunu düşünmüyorum. Çünkü sistematik olarak her dizide, her filmde böyle.  TV kanalının cinsellikle ilgili kelimelere garip bir oto-sansür uyguladığı anlaşılıyor. Şöyle bir anlayış var:  “Seksten” bahsedilen diziler ve filmlerin yayınlanmasında sıkıntı yok ama bu kelimenin Türkçe’ye doğru bir şekilde çevrilmesi sakıncalı. Onun yerine “muhabbet” denmesi uygun". Konuşmalar daha mı "edepli" oluyor böyle acaba? Daha anlaşılmaz olduğu kesin.

Sansürcü ve oto-sansürcülerin şunu anlaması lazım: Eğer  “seks” kelimesi edepsizse, ağza alınması-duyulması- yazılması-okunması sakıncalıysa, yerine başka daha “cici” bir kelime kullanmak o cici kelimeye de “edepsiz” çağrışımlar yüklemekten başka işe yaramaz. Bakın, benim için öyle oldu! İtiraf ediyorum şimdi ne zaman birisi “filanca ile muhabbet ettik” gibi bir cümle kursa, aklıma bunun cinsellik içeren bir muhabbet olup olmadığı sorusu geliyor!  CNBC-e Türçesi yüzünden oldu. Elimde değil, kimse kusura bakmasın…

Sözün özeti: İçkiye, sigaraya çiçekli sansür gibi  cinsellik içeren kelimelere  “muhabbet”li sansürün de kimseye bir faydası yok. Sekse seks demekten, kadına  kadın demekten korkan bir toplumda ne cinsellik sorunları biter, ne kadına şiddet.